UFO GEMİSİ VAR MI? VARSA NASIL ÇALIŞIR?


Ünlü maya takviminin ortasındaki, gemiye binen adam, Aztekler ve Mısır uygarlığı ve kayalara çizilen uçak ve uçan daire figürleri... ABD askerleri tarafından Afganistan'da bulunan ilkel uçan daire! 


Eskiler ne demiş, ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Demek ki insanlıktan gizlenen bir uçan daire gerçekliği var. Söz Afganistan'dan açılmışken, burada ABD askerlerince görüntülenen, uçan daire benzeri aracın görüntülerini izlemek, konumuz için yararlı olacaktır. İzle I, İzle II.  

Uçan dairelerin var olabileceğinin kanıtından sonra, insanların uçan daire uygulaya bilimiyle uğraşların kanıtı, Nazilerin uçan daire deneyleridir. Nazi Almanya'sı Virl 7 adında ilk uçan daire proto tipini yaptı. Bu prototipten önce 1942 yıllarındaki V-1, V-2, V-4 çalışmaları başarısız olmuştu. Richard Miethe, mühendis İtalyan bilim adamı Giuseppe Bellonzo'nun desteğiyle V-7 gemisi başarılı oldu ve Hitler'inde desteğini aldı. Miethe-Bellonzo ekibi ile Miethe-Bellonzo ekibi, derin araştırmalar sonucunda, V-7 uçan daire gemisini mükemmelleştirdiler. Projenin asıl mimarı, Schumann grubuydu. V-7, silah konusunda uzman SS E-4 bölümününün katkılarıyla silahlandırılmıştı. V-7 uçan daireler 11,56 m çapında ve saatte 2900km hıza erişebiliyorlardı. 1969 yılında ay yüzeyine Edwin Aldrin, uçan daire cisimlerini ay yüzeyinde gördüğünü söylemiştir.

Peki bu Nazi buluşları kime miras kaldı? 
Nazi Almanya'sının, Ruslarla olan savaşı kaybetmesinden sonra, Amerika Birleşik Devletleri Nazi Almanya'sına ait bütün mirasları kendi ülkesine taşıdı; bilim adamları da dahil olmak üzere. Naziler küçük çaplı ilk atom bombası deneyini de başarmıştı. ABD'nin Hiroşima'ya attığı atom bombası, işte bu Nazi bombaların selefleriydi. ABD, Nazi buluşlarını Las Vegas'ın 153 km kuzeyindeki Groom Gölü yakınındaki 51. Bölge diye bilinen bir test alanına taşımıştır. Burası Nevada Test Sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri sahasıyla çevrelenmiştir. İşte burada, yeryüzünün belki de uzayın derinliklerinde gelen dünya dışı uçan daireleriyle boy ölçüşebilecek, ufo araçları üretilmektedir. Nazi hükumeti, sadece gelişmiş cihazlarla ilgilenmemiştir. Spritüal, ruhsal kavramlarla da ilgilenmiştir. Spritüal kavramını, cinler, ruhlar, melekler ve başka bilmediğimiz varlıklar olarak tanımlarsak, işte Naziler bunlar üzerinde çalıştılar. Örneğin hangi ilaçlar ve cihazlar kullanıldığında bu varlıklarla iletişime geçilebilir ve bu varlıklar devletlerin istekleri doğrultusunda nasıl kullanılabilir? Gibi soruları cevaplamak hem de bu varlıkların, teçhizat gelişimleri neticesinde, insan yaşamına olabilecek müdahalelerini engellemek için deneysel çalışmalar yürütmek. İddialara göre, ABD işte bu yaklaşımla 51. bölgede, Nazilerden kalan deneyleri geliştirip ilerletmektedir. Başka bir deyimle ABD, 1940'lı yıllarda SS Nazileriyle başlayan, süperden süpere yeni buluş yaklaşımı, dinamik keşiflerin üretimi ve insanlık biliminin gelişimini devam ettirme çabasındadır. SS Nazilerinin bu çabası, üstün ırk ve dünya ve evren hakimiyetiydi. Çok garip günümüzde, Amerika Birleşik Devletlerinin yaptığı da budur! 51.Bölge.

Uçan daire icat girişimleri 
51. bölgenin sırlarını ifşa eden meşhur fizikçi Bob LAZAR, 1989 yılında Lasvegas televizyonlarından KLAS TV'de bir basın toplantısı yapmıştı. Uçan daire'lerin çalışma prensiplerine ilişkin birçok açıklamada bulunmuştu. Bob LAZAR'a göre bu cihazlarda 155. element yakıt olarak kullanılmaktaydı. 9 uçan daire aracı için 223 gramlık element 155 yeterli olabiliyordu. Lazar, elementi tanımlarken, elementin kurşundan ağır, yanık sarı renkte ve tırnak ile çentik atılabilecek bir yumuşaklıkta olduğunu belirtir. Bu 9 uçan daire aracını dünya dışı teknoloji diye tanımlar. Lazar, fizik ve elektrik üzerine bilgi donanıma sahip olması nedeniyle, uçan daire bilimcilerine, anlatımlarına ilişkin güven verdi ve önemli bir referans kaynağı oldu. 

Uçan daire araçlarında bir gerçeklik var ki, yer çekimini çok kolay yenebiliyorlar. Bununla ilgili bir çok tez ileri sürülür. Bazı bilim adamlarına göre, uçan daire cihazının içerisinde, reaktör bulunur. Birinci reaktör yer çekimini yok eden reaktör, diğer iki reaktör de yön kontrolünü yapıp cihazın hızını frenini belirler. Bazı bilim adamlarına göre de uçan daire araçları, sanılanın aksine tüm kabiliyet ve harekât enerjisini cihazın dışını kaplayan nesneden alır. Tabi bu anlatım dünya dışı uçan daire cihazları içindir. Biraz gerçekten uzak gibidir. Asıl gerekli olan insanların kullanabileceği ve yapabileceği uçan dairelerdir.

Uçan dairelerde yolculuk 
Uçan daire araştırmacıları, eterik varlıklar uzayı büker iyonize ederler diye bir tanımlama yaparlar. Hep eterden bahsederler; nedir bu eter? Aslında eter eski lisanda esir maddesi diye bilinir. Esir maddesi görünen tüm maddelerin atom boşluklarına ve evrenin her yerine yayılmış, hiçbir yerde boşluk diye bir şey bırakmamıştır. Tüm evren bu esir maddesiyle bütünleşiktir. Öyle ki üstüne çizgi çekilen bir kâğıt gibidir. Burada çizgi evrenin kendisiyse kâğıtta esir maddesidir.

Aslında ruhçu uçan daire yaklaşımına göre, eterik varlıktan kasıt cinler, periler, melekler, ruhlardır. Bunların içinde en farklı olanı ruhlardır. Yaratıcı tarafından iş gördürülen ruhlar, karanlıktan, ışıktan, elektrikten, sesten, soğuktan, sıcaktan ve daha fazla bilinmeyen kaynaklardan yaratılmışlardır. Yaratıcı, insan ruhunu kendi ruhundan ayırarak verdi. Cinlere, meleklere de mi acaba kendi ruhundan verdi, pek bilinmez. Cinler ve melekler, ölümlü beden yapısına sahiptirler. Çünkü yaratıcı, her canlının mutlaka öleceğini söyler. Cinler ve melekler, bedenlerini hologram şekillere sokabilirler yani ışıklaşabilirler ve tekrar madde haline dönebilirler. Meleklerin ve cinlerin aynı soy ağacından geldikleri iddia edilir. Yaratıcı, melekleri ilahi ışık nurdan yarattım der. Cinler hakkında ise ateşten yarattım der. Yaratıcının bu açıklamasını bazı alimler, nurdan kasıt ateşin ışıklı kısmıdır; melekler bu kısımdan yaratıldı, cinlerde aynı ateşin karanlık kısmından yaratıldı. Derler. Durum böyleyse meleklerle cinlerin görüntüleri arasında paralellik olacaktır; aralarında şekil benzerlikleri olacaktır. Gerçek şu ki uzaydan gelen varlıklar melekler olabilir. Melekler iyi varlıklar olduklarından insana zarar gelmez. Eğer cin varlıklarsa oturup düşünmek lazım. Çünkü bu varlıklar insanı fazla sevmezler. Cinlerin uzaydan gelip gelmediklerini bir tarafa bırakalım zaten yeryüzünde çok sayıda yaşamaktadırlar ve dünyanın son dönemlerinde, insanlara görünecekleri hadis kayıtlarında yazılıdır.

Eterik varlıkların kullandıkları uçan daireler, pilotlarının düşünce odaklarına göre hareket ederler. Bu araçlar, pilotların düşünceleriyle senkronize çalışırlar. Bir titreşime sahiptirler. Dünya atmosferine girdiklerinde, titreme frekansını düşürerek görünür hale gelirler, materyalize olurlar. Bu eterik varlıklar, bedenleriyle ışığa dönüşebiliyorlar, uçan daire araçlarını da rahatlıkla ışık hızında kullanabilirler. Meleklerin ulaşım şekilleri cinlerinkinden farklı olmalıdır. Çünkü Yaratıcı, "Melekler ve Cebrail o derecelere, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselirler " Mearic-4-Kuran. Bu elli bin yıl, ışık hızıyla mümkün değil aşılmaz. Işıktan çok daha farklı ve hızlı bir şey olmalı. Bildiğimiz gibi iki tür ışık var. Birincisi bildiğimiz ışık. İkincisi, yine bildiğimiz ama her insanın şahit olmadığı ışıktır. Bu ışığa nur denir, başka bir tanımla ilahi ışık. İlahi ışık nur, yaratıcı tarafından programlanabilir, üzerine çeşitli etkiler için görevler yüklenebilir, büyüklüğü ve miktarı tayin edilebilir ve evrende istenilen yere tarifi imkansız bir hızla gönderilebilir. Nur ışığı uzayda hareket ederken, sahip olduğu frekans nedeniyle normal kamera ve gözlerle algılanmayabilir. Bu ışık uzayda hareket ederken ışık tanecikleri gibi yayılma göstermezler. Hedefi neyse, aynen bir lazer ışığı gibi gider hedefini etkiler. Bu nur ışığı metallerle iletişime geçtiğinde, elektrot kullanılan bir kaynak makinesinde dökülen, kırmızı metal saçıntıları gibi sesler çıkarırlar. Meleklerin ilahi kata yolculuğunda bu nurlanma mı söz konusu bir bilinmeyen ama yüksek olasılık. Uçan daire tarzı araçlar kullanırlar mı bu da bir olasılık tabi. Şurası bir gerçek ki bunların araçları, insan oğluna çok yabancı. 

Eterik varlıkların araçları, geri dönerli elektromanyetizma kullanır. Gemilerde magnezyum işlenir. Böylece yerçekimini yok olur. Gemi bir tüp sargıyla sarmalıdır. Sıvı bu tüpte dolaşarak manyetik alan oluşturur.
Bu eterik varlıklara ilişkin bilgilerin doğruluğu elbette ki tartışılır. Önemli olan ihtimaller zincirini azaltmaktır. İşte bir uçan daire tasarımı.

Milletlerin uçan daire çalışmaları, 
İlk uçan daire çalışmalarını Nazi Almanya'sı yaptı. Nazilerin yıkılmasını müteakip başta ABD ve Rusya olmak üzere ufo teknolojisi çalışmalarına 1950'lerde start verdiler. Esin kaynakları Nazilerdi. Böylece dünyaya hükmedeceklerdi. Belki de sahip oldukları ülke kaynaklarıyla Nazi buluşlarını birleştirmeleri, süper güç olmalarını sağladı. Bunlar bazı çalışmalara ilişkin görüntülerdir. 

Bilimsel uçan daire deneyleri 
Yapılan deneylerde, cisimlerin manyetik alanlara tepki vererek, yerçekiminin kuvvetinden kurtulduğu görüldü. Cep telefonları, çağrı aldıklarında etraflarında yüksek manyetik alan oluşturur. 

Bu cep telefonu deneyi, belli oranlarda kullanılacak bir manyetik etkinin, belli orana sahip cisimleri yer çekiminin kuvvetinden koparacağı açıktır. Yer çekiminden kopmuş bu nesneyi bir de jet motorlarıyla desteklediğinizi hayal edin. İşte size hızlı uçan bir araç... Bu aracın adını belki uçan daire koymayız ama yine de çok sıra dışı bir araç.
Şimdiye kadar anlattığımız uçan daire'ler araçları, aslında birer ruh aracıydı. Şimdi şu videodaki görüntüleri izleyin ve izlerken çarkların arasındaki bobinlere dikkat edin. Çünkü bu çarklar, yer çekim gücünü sıfırlıyor. 

Öyle görünüyor ki, süper devletler uçan daire aracını yapmayı başardı. Ama insan pilotların, spritüal varlıklar gibi G' (ci) etkisinden kolay kurtulamazlar. Belki bu insan yapısı uçan dairelerde çok yüksek hızlara dayanıklı robot pilotlar kullanılabilir. Bu pek ala daha avantajlı olabilir. Özellikle savaş alanlarında veya derin uzay yolculuklarında veya dünya üzerinde, acil tıbbi organların hastanelere yetiştirilmesinde ve hızlı kargo nakliyatlarında kullanılabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİNÜZİTE KESİN ÇÖZÜM

EHLİYET SINAVLARINDA BAŞARILI OLMAK İÇİN YAPILMASI VE BİLİNMESİ GEREKENLER